Tarih Boyunca Anadolu



 

Tarih boyunca Anadolu belgesel dizisinin ilk bölümü Anadolu’daki insan gerçeğinin tarihsel arkeolojik sosyoekonomik şafağını inceleyerek başlıyor.

 

 


               

Hititler ile Mısırlar arasında yapılan “ Kadeş Barış Antlaşması’nı” MÖ 1269 odak noktası kabul eden serinin ikinci bölümü Anadolu’da kurulan ilk imparatorluğu Hitit imparatorluğunu konu alıyor. Milattan önce 2000 yılının başlarında gelen MÖ. 13 yüzyılın sonlarına kadar sürdüren Hititlerden önce o bölgede yaşamış halk olan Haiti MÖ. 3000-2000 eserlerinin ve kültürünün nasıl Hititleri etkilediği ve yaşanan tarihi olaylarda bu bölümün değindiği konulardan.

 

 


Dizinin üçüncü Bölümü olan “Savaşın Toprağı” MÖ. birinci bin yılın başında Van gölü ve çevresinde önemli bir devlet kuran ve günümüze kadar buradaki uygarlıkları etkilemiş olan Urartuları ele alıyor. Hititlerden uygarlık bayrağını devralan Urartu devletinin doğu Anadolu’nun çetin doğa koşullarının yanı sıra Asurlularla nasıl bir savaş verdiğini ve bu mücadelenin ortaya koyduğu uygarlık ürünlerinin yeniden dile getirmesi açısından önemli bilgiler taşıyan bir bölüm.
 
 
 
 
 
 


Bugünkü batı uygarlığının temellerini atan Milattan Önceki ilk bin yılın içinde yaşamış olan Frigya, Lidya ve İonya uygarlıklarının anlatıldığı dördüncü bölümde bu uygarlıkların kültür miraslarının yanı sıra dünya kültür tarihi açısından çok önemli olan Anadolu Ana – Tanrıça kültü konusu da Çatalhöyük ve Hatti inançlarından başlayarak, İyonya’daki Efes Artemisine kadar anlatılır.


 

Dizinin beşinci bölümü olan özgürlük kıyılarında bodrumdan Fethiye’ye kadar tüm kıyılarıyla Akdeniz’e kurulan uygarlıklara değinilirken bu kıyılarda kurulan milattan önceki ilk bin yılın içinde yaşamış olan Likya, Kayra, Panfilya ülkeleri ve uygarlıkları ele alınıyor. 
 
 

 
Dizinin bu bölümünde MÖ.500lü yıllarla başlayan Helenistik çağdaki Anadolu ele alınıyor. Helenistik Çağda ege kıyılarında İonya’da ve Güneydoğu Anadolu’da Adıyaman yakınlarında Kommagene topraklarında yaşanmış uygarlık gerçeklerinden örnekler sunuluyor.
 
  
 

Yedinci bölüm olan “Mozaik”, MÖ. 4000’lere dek uzanan Mozaik sanatının Anadolu’da Roma ve Bizans çağlarında vermiş olduğu ürünlerin günümüz Mozaik Sanatına yansıması vurgulanarak Mozaik’in Tarihçesi işleniyor.



Sekizinci bölümde İstanbul’un en önemli meydanlarından biri olan “Sultan Ahmet Meydanı” Bizans’tan günümüze tarihsel geçmişi, toplumsal yaşantısı ve anıtları işleniyor.

 

 

 



Dokuzuncu bölüm olan “Minyatürde” ise Anadolu kültüründen süzülüp yepyeni özümlemelerle biçimlenen Türk klasik resminin yani minyatürün günümüzle ve yarınla ilintileri işleniyor.